Tarama ve aşı rahim ağzı kanseri oranını düşürüyor
Sağlık
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
17.01.2025 - 13:30, Güncelleme:
17.01.2025 - 13:08
Tarama ve aşı rahim ağzı kanseri oranını düşürüyor
Tarama ve aşı rahim ağzı kanseri oranını düşürüyor
Rahim ağzı kanserinde tarama ve aşının çok önemli olduğunu vurgulayan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, “Şu anda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser oldukça hızlı bir şekilde düşüşe geçti” dedi.Rahim ağzı kanserinin kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerinden olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, genellikle 30 ila 55 yaş arasında görülen rahim ağzı kanserinin 65 yaş üstündeki kadınların da yaklaşık yüzde 20’sinde görüldüğünü ifade etti. Bu kansere kısa adıyla HPV olan ’human papilloma virüsü’nün yol açtığını anlatan Dr. Dolanbay, “HPV kadınlarda rahim ağzına yerleşiyor, hücrenin içerisine girerek onun DNA yapısını bozuyor ve anormal bir çoğalma yapıyor. Bu anormal çoğalma neticesinde kansere dönüşüm tetikleniyor ve maalesef rahim ağzı kanseri ortaya çıkıyor” diye konuştu.Bu sürece başka bazı risk faktörlerinin de eklendiğini söyleyen Dr. Dolanbay, özellikle sigaranın bu virüsle birleştiğinde hastanın bağışıklık sistemini oldukça düşürerek kansere dönüşümü hızlandırdığını sözlerine ekledi.“Hiç şikayet görülmeyebilir”Erken dönemde fazla belirti görülmediğine değinen Dr. Dolanbay, “Kanser olmadan önce HPV virüsü vücuda bulaşınca bu tarz şikayetler oluşmuyor. Hiçbir şikayet olmuyor. Hastada hiçbir bulgu görmüyoruz. Kanser olduktan sonra hastalar genellikle ilişki sonrası kanama, kötü kokulu, sulu, pembemsi, hatta et suyu renginde dediğimiz bir akıntı şikayetiyle bize başvuruyor” dedi.Dr. Mehmet Dolanbay, rahim ağzı kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna işaret ederek, “Rahim ağzı kanseri önlenebilir ve tedav edilebilir bir kanser. Önlenebilir kısmında bu virüsle alakalı bir aşı var. Bu aşı tüm dünyada uygulandığı için özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser son yıllarda azalmaya başladı” ifadelerini kullandı.Dolanbay, aşının 9 yaşından büyük çocuklara ve tüm kadınlara önerildiğini belirterek, özellikle daha önce cinsel ilişkide bulunmamış kadınlara uygulandığında bu kanserden yüzde 85-90 oranında koruyuculuk sağlanabildiğini söyledi. Dr. Dolanbay, aşının 14 yaşına kadar olan kız çocuklarında 2 doz, 14 yaşından büyüklerde ise 3 doz olarak uygulandığını anlattı.“Smear testi ve HPV testine düzenli bakılmalı”Uluslararası ve ulusal kanser tarama programlarının önemini vurgulayan Dr. Dolanbay, “Ülkemizdeki tarama programıyla hem smear testi yapılıyor hem de HPV virüsüne bakabiliyoruz. Bu iki testi yaptığımızda hastanın HPV’si negatif ise aynı zamanda smear testi de temiz ise 5 yıl hastanın bu kanserle alakalı sıkıntı yaşamayacağını düşünüyoruz. O yüzden takip sıklığını 5 yıla çıkarabiliyoruz. Fakat hastada HPV bakılmadıysa sadece smear testi yapıldıysa böyle durumlarda da 3 yıl sonrasında hastayı tekrar mutlaka kontrole çağırıyoruz” dedi.Erken yakalandığı takdirde rahim ağzı kanserinin tedavi başarısının çok yüksek olduğunun altını çizen Dr. Dolanbay, “Şu anda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser oldukça hızlı bir şekilde düşüşe geçti. Gelişmemiş ülkelerde tarama programları ve aşı çok eksik olduğu için maalesef o bölgelerde hala yüksek oranda. O yüzden bu çok önemli” dedi.Dr. Dolanbay, Türkiye’de de Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) aracılığıyla hastaların aile sağlığı merkezlerine davet edilerek smear ve HPV testi yapıldığını, gerek görülürse jinekolog ve onkologlara yönlendirilerek takip edildiğini belirtti.
Tarama ve aşı rahim ağzı kanseri oranını düşürüyor
Rahim ağzı kanserinde tarama ve aşının çok önemli olduğunu vurgulayan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, “Şu anda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser oldukça hızlı bir şekilde düşüşe geçti” dedi.
Rahim ağzı kanserinin kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerinden olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, genellikle 30 ila 55 yaş arasında görülen rahim ağzı kanserinin 65 yaş üstündeki kadınların da yaklaşık yüzde 20’sinde görüldüğünü ifade etti. Bu kansere kısa adıyla HPV olan ’human papilloma virüsü’nün yol açtığını anlatan Dr. Dolanbay, “HPV kadınlarda rahim ağzına yerleşiyor, hücrenin içerisine girerek onun DNA yapısını bozuyor ve anormal bir çoğalma yapıyor. Bu anormal çoğalma neticesinde kansere dönüşüm tetikleniyor ve maalesef rahim ağzı kanseri ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Bu sürece başka bazı risk faktörlerinin de eklendiğini söyleyen Dr. Dolanbay, özellikle sigaranın bu virüsle birleştiğinde hastanın bağışıklık sistemini oldukça düşürerek kansere dönüşümü hızlandırdığını sözlerine ekledi.
“Hiç şikayet görülmeyebilir”
Erken dönemde fazla belirti görülmediğine değinen Dr. Dolanbay, “Kanser olmadan önce HPV virüsü vücuda bulaşınca bu tarz şikayetler oluşmuyor. Hiçbir şikayet olmuyor. Hastada hiçbir bulgu görmüyoruz. Kanser olduktan sonra hastalar genellikle ilişki sonrası kanama, kötü kokulu, sulu, pembemsi, hatta et suyu renginde dediğimiz bir akıntı şikayetiyle bize başvuruyor” dedi.
Dr. Mehmet Dolanbay, rahim ağzı kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna işaret ederek, “Rahim ağzı kanseri önlenebilir ve tedav edilebilir bir kanser. Önlenebilir kısmında bu virüsle alakalı bir aşı var. Bu aşı tüm dünyada uygulandığı için özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser son yıllarda azalmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Dolanbay, aşının 9 yaşından büyük çocuklara ve tüm kadınlara önerildiğini belirterek, özellikle daha önce cinsel ilişkide bulunmamış kadınlara uygulandığında bu kanserden yüzde 85-90 oranında koruyuculuk sağlanabildiğini söyledi. Dr. Dolanbay, aşının 14 yaşına kadar olan kız çocuklarında 2 doz, 14 yaşından büyüklerde ise 3 doz olarak uygulandığını anlattı.
“Smear testi ve HPV testine düzenli bakılmalı”
Uluslararası ve ulusal kanser tarama programlarının önemini vurgulayan Dr. Dolanbay, “Ülkemizdeki tarama programıyla hem smear testi yapılıyor hem de HPV virüsüne bakabiliyoruz. Bu iki testi yaptığımızda hastanın HPV’si negatif ise aynı zamanda smear testi de temiz ise 5 yıl hastanın bu kanserle alakalı sıkıntı yaşamayacağını düşünüyoruz. O yüzden takip sıklığını 5 yıla çıkarabiliyoruz. Fakat hastada HPV bakılmadıysa sadece smear testi yapıldıysa böyle durumlarda da 3 yıl sonrasında hastayı tekrar mutlaka kontrole çağırıyoruz” dedi.
Erken yakalandığı takdirde rahim ağzı kanserinin tedavi başarısının çok yüksek olduğunun altını çizen Dr. Dolanbay, “Şu anda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser oldukça hızlı bir şekilde düşüşe geçti. Gelişmemiş ülkelerde tarama programları ve aşı çok eksik olduğu için maalesef o bölgelerde hala yüksek oranda. O yüzden bu çok önemli” dedi.
Dr. Dolanbay, Türkiye’de de Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) aracılığıyla hastaların aile sağlığı merkezlerine davet edilerek smear ve HPV testi yapıldığını, gerek görülürse jinekolog ve onkologlara yönlendirilerek takip edildiğini belirtti.
Rahim ağzı kanserinin kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerinden olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Dolanbay, genellikle 30 ila 55 yaş arasında görülen rahim ağzı kanserinin 65 yaş üstündeki kadınların da yaklaşık yüzde 20’sinde görüldüğünü ifade etti. Bu kansere kısa adıyla HPV olan ’human papilloma virüsü’nün yol açtığını anlatan Dr. Dolanbay, “HPV kadınlarda rahim ağzına yerleşiyor, hücrenin içerisine girerek onun DNA yapısını bozuyor ve anormal bir çoğalma yapıyor. Bu anormal çoğalma neticesinde kansere dönüşüm tetikleniyor ve maalesef rahim ağzı kanseri ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Bu sürece başka bazı risk faktörlerinin de eklendiğini söyleyen Dr. Dolanbay, özellikle sigaranın bu virüsle birleştiğinde hastanın bağışıklık sistemini oldukça düşürerek kansere dönüşümü hızlandırdığını sözlerine ekledi.
“Hiç şikayet görülmeyebilir”
Erken dönemde fazla belirti görülmediğine değinen Dr. Dolanbay, “Kanser olmadan önce HPV virüsü vücuda bulaşınca bu tarz şikayetler oluşmuyor. Hiçbir şikayet olmuyor. Hastada hiçbir bulgu görmüyoruz. Kanser olduktan sonra hastalar genellikle ilişki sonrası kanama, kötü kokulu, sulu, pembemsi, hatta et suyu renginde dediğimiz bir akıntı şikayetiyle bize başvuruyor” dedi.
Dr. Mehmet Dolanbay, rahim ağzı kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna işaret ederek, “Rahim ağzı kanseri önlenebilir ve tedav edilebilir bir kanser. Önlenebilir kısmında bu virüsle alakalı bir aşı var. Bu aşı tüm dünyada uygulandığı için özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser son yıllarda azalmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Dolanbay, aşının 9 yaşından büyük çocuklara ve tüm kadınlara önerildiğini belirterek, özellikle daha önce cinsel ilişkide bulunmamış kadınlara uygulandığında bu kanserden yüzde 85-90 oranında koruyuculuk sağlanabildiğini söyledi. Dr. Dolanbay, aşının 14 yaşına kadar olan kız çocuklarında 2 doz, 14 yaşından büyüklerde ise 3 doz olarak uygulandığını anlattı.
“Smear testi ve HPV testine düzenli bakılmalı”
Uluslararası ve ulusal kanser tarama programlarının önemini vurgulayan Dr. Dolanbay, “Ülkemizdeki tarama programıyla hem smear testi yapılıyor hem de HPV virüsüne bakabiliyoruz. Bu iki testi yaptığımızda hastanın HPV’si negatif ise aynı zamanda smear testi de temiz ise 5 yıl hastanın bu kanserle alakalı sıkıntı yaşamayacağını düşünüyoruz. O yüzden takip sıklığını 5 yıla çıkarabiliyoruz. Fakat hastada HPV bakılmadıysa sadece smear testi yapıldıysa böyle durumlarda da 3 yıl sonrasında hastayı tekrar mutlaka kontrole çağırıyoruz” dedi.
Erken yakalandığı takdirde rahim ağzı kanserinin tedavi başarısının çok yüksek olduğunun altını çizen Dr. Dolanbay, “Şu anda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kanser oldukça hızlı bir şekilde düşüşe geçti. Gelişmemiş ülkelerde tarama programları ve aşı çok eksik olduğu için maalesef o bölgelerde hala yüksek oranda. O yüzden bu çok önemli” dedi.
Dr. Dolanbay, Türkiye’de de Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) aracılığıyla hastaların aile sağlığı merkezlerine davet edilerek smear ve HPV testi yapıldığını, gerek görülürse jinekolog ve onkologlara yönlendirilerek takip edildiğini belirtti.
Kayseri HABERİ
2kathaber olarak, sitemizde yayınlanan haberlerin doğruluğu ve güvenilirliğini sağlamak adına İhlas Haber Ajansı (İHA) ve diğer güvenilir haber ajanslarının içeriklerinden faydalanmaktayız. Bu ajanslar tarafından sağlanan tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmaksızın doğrudan ajans kanallarından çekilmektedir.
Bu nedenle, bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi sağlayan ajanslar olup, sitemiz ve editörlerimiz bu haberlerin içeriğinden sorumlu tutulamaz. Ajanslardan gelen haberlerin doğruluğu ve güncelliği ile ilgili her türlü soru ve sorunlarınız için doğrudan ilgili ajansla iletişime geçmenizi öneririz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.