Okula yeni başlayan çocukların ailelerine "kaygı" uyarısı
Eğitim
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
05.09.2024 - 13:30, Güncelleme:
05.09.2024 - 13:27
Okula yeni başlayan çocukların ailelerine "kaygı" uyarısı
Okula yeni başlayan çocukların ailelerine "kaygı" uyarısı
Psikolog Yaren Bozkurt, okula yeni başlayan öğrencilerin ailelerine uyarılarda bulunarak, "Velilerin yapacakları şey kendi kaygılarını yönetebilmeleri. Çünkü sürece dair kendi kaygılarını yönettikleri zaman çocuklar anne ve babalarını rahat olarak gördükleri için kendileri de rahatlıyor" dedi.Uyum süreci kapsamında anaokulu ve 1. sınıf öğrencileri okullarına alışmaya çalışırken, Kayseri Şehir Hastanesi Psikoloğu Yaren Bozkurt ailelere uyarılarda bulundu. Çocukların okula nasıl alışacağı konusunda tüyolar veren Bozkurt, "Velilerin yapacakları şey kendi kaygılarını yönetebilmeleri. Çünkü sürece dair kendi kaygılarını yönettikleri zaman çocuklar anne ve babalarını rahat olarak gördükleri için kendileri de rahatlıyor. Sonrasında tabii ki de bazı çocuklarımız okula alışmakta, uyum sağlamakta zorluk çekebilir. O noktada da çocuklarının duygularını ifade etmeleri için çocuklarına bir alan açmaları gerekiyor. Çocuğa bu konuşma alanını oluşturduktan sonra gerek ailelerde soru sorabilir gerekse çocuk kendini ifade etmeye devam da edebilir. Yani açık ve anlaşılır bir biçimde çocuğun kendini ifade etmesini sağlatmalıyız. Veliler çocuklarına, ‘okul başlıyor biliyorsun. Okulla ilgili merak ettiğin bir şey var mı? Okul sence nasıl bir yer? Okulla ilgili daha önce bir şey duydun mu? Öğretmen ne demek?’ gibi sorular ya da kendimizin bildiği kaygı dolu sorular vardır onlardan çocuklarımıza yöneltebiliriz. Çocuklarımıza kendi eğitim hayatımızdan örnekler verebiliriz ya da bir ağabeyi ve ablası varsa ondan örnekler gösterebiliriz. Sonrasında çocuğun merak ettiği bütün detayları açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Örneğin, ‘Seni bu saatte buradan alacağız. Ben seni burada bekliyor olacağım. Sıkıntı yaşadığın zaman öğretmeninden yardım alabilirsin. Sen orada yalnız olmayacaksın’ gibi öğretmeninde güvenilebilir birisi olduğu, okulun aslında güvenli bir ortam olduğunu çocuğa gitmeden önce aşılıyoruz. Gittikten sonra da zaten okulla tanışıyor. Öğretmeniyle tanışıyor. Bu şekilde de sürece yavaş yavaş uyum sağlamaya başlıyor" ifadelerini kullandı."Okula alışma süreci 1-2 haftayı bulabilir"Okula alışma süresinin 1-2 hafta olduğunun altını çizen Bozkurt, "Çocuklar bireysel bir alanda büyüyorlar. O bireysel alandan çıkıp, sosyal alana adım attıkları zaman mutlu oluyorlar. Bu yaşanılan zorluklar ilk başta normal kabul ediliyor. Ancak eğer bu 2 hafta ve üzerinde devam ederse burada da profesyonel destek almayı öneriyoruz. Çocuklar normal şartlarda ‘ben okula gitmekten korkuyorum’ diyebilir ama bunu diyemeyip, farklı davranışları da ortaya çıkabilir. Tırnak yeme davranışı ortaya çıkabilir. Altına kaçırma davranışı ortaya çıkabilir. Bu davranışlarda ebeveynler için çok önemli ipuçlarıdır. Onlara da dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum. Çocukların anne ile aralarındaki bağ çok önemlidir. Örneğin daha önce annesinden hiç ayrılmamış bir çocuksa bambaşka bir ortamda olduğu için ve her zaman annesinin yanında olduğu, güvenilir bir nesnenin yanında olduğunu hissettiği için bunun tam tersi bir durumda olduğunda panikleyebilir. Burada biz yeni bir güvenilir nesne olarak öğretmeni devreye sokacağız, arkadaşlarını devreye sokacağız. Okulun genelini aslında güvenli bir ortam olduğunu ve o istediği zaman ailesinin yanında olabileceğini bilmesi durumunu devreye sokacağız" diye konuştu."Akran zorbalığına maruz kalmamaları lazım”Çocukların akran zorbalığına maruz kalmaması gerektiğinin altını çizen Psikolog Bozkurt, "Bunlara ek olarak bazen istemediğimiz tecrübelerde olabiliyor. Akran zorbalığı dediğimiz bir kavram var. Örneğin ağlayan bir çocukla dalga geçmek. Bunu ebeveyni de hoş karşılamayabilir. Bilinçli bir ebeveyn yoksa çocukla kıyaslama yapabilir. ’Neden ağlıyorsun, Ayşe ağlıyor mu?’ denildiği zaman çocuk burada kendini suçlu ve hatalı hisseder. Okula karşı olumsuz bir durum sergilemeye başlar. Ayrıca okulun ilk günü sabahı da ekstrem bir durum varmış gibi koşuşturmayla bir gün değil, rutin bir başlangıçmış gibi sakin bir şekilde başlarsak, sakin bir şekilde kahvaltımızı yapıp normal konulardan konuşarak çocuğu sonrasında okula götürürsek daha iyi olacaktır. Çünkü aksi takdirde çocuk olumsuz tepki verebilir" dedi.
Okula yeni başlayan çocukların ailelerine "kaygı" uyarısı
Psikolog Yaren Bozkurt, okula yeni başlayan öğrencilerin ailelerine uyarılarda bulunarak, "Velilerin yapacakları şey kendi kaygılarını yönetebilmeleri. Çünkü sürece dair kendi kaygılarını yönettikleri zaman çocuklar anne ve babalarını rahat olarak gördükleri için kendileri de rahatlıyor" dedi.
Uyum süreci kapsamında anaokulu ve 1. sınıf öğrencileri okullarına alışmaya çalışırken, Kayseri Şehir Hastanesi Psikoloğu Yaren Bozkurt ailelere uyarılarda bulundu. Çocukların okula nasıl alışacağı konusunda tüyolar veren Bozkurt, "Velilerin yapacakları şey kendi kaygılarını yönetebilmeleri. Çünkü sürece dair kendi kaygılarını yönettikleri zaman çocuklar anne ve babalarını rahat olarak gördükleri için kendileri de rahatlıyor. Sonrasında tabii ki de bazı çocuklarımız okula alışmakta, uyum sağlamakta zorluk çekebilir. O noktada da çocuklarının duygularını ifade etmeleri için çocuklarına bir alan açmaları gerekiyor. Çocuğa bu konuşma alanını oluşturduktan sonra gerek ailelerde soru sorabilir gerekse çocuk kendini ifade etmeye devam da edebilir. Yani açık ve anlaşılır bir biçimde çocuğun kendini ifade etmesini sağlatmalıyız. Veliler çocuklarına, ‘okul başlıyor biliyorsun. Okulla ilgili merak ettiğin bir şey var mı? Okul sence nasıl bir yer? Okulla ilgili daha önce bir şey duydun mu? Öğretmen ne demek?’ gibi sorular ya da kendimizin bildiği kaygı dolu sorular vardır onlardan çocuklarımıza yöneltebiliriz. Çocuklarımıza kendi eğitim hayatımızdan örnekler verebiliriz ya da bir ağabeyi ve ablası varsa ondan örnekler gösterebiliriz. Sonrasında çocuğun merak ettiği bütün detayları açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Örneğin, ‘Seni bu saatte buradan alacağız. Ben seni burada bekliyor olacağım. Sıkıntı yaşadığın zaman öğretmeninden yardım alabilirsin. Sen orada yalnız olmayacaksın’ gibi öğretmeninde güvenilebilir birisi olduğu, okulun aslında güvenli bir ortam olduğunu çocuğa gitmeden önce aşılıyoruz. Gittikten sonra da zaten okulla tanışıyor. Öğretmeniyle tanışıyor. Bu şekilde de sürece yavaş yavaş uyum sağlamaya başlıyor" ifadelerini kullandı.
"Okula alışma süreci 1-2 haftayı bulabilir"
Okula alışma süresinin 1-2 hafta olduğunun altını çizen Bozkurt, "Çocuklar bireysel bir alanda büyüyorlar. O bireysel alandan çıkıp, sosyal alana adım attıkları zaman mutlu oluyorlar. Bu yaşanılan zorluklar ilk başta normal kabul ediliyor. Ancak eğer bu 2 hafta ve üzerinde devam ederse burada da profesyonel destek almayı öneriyoruz. Çocuklar normal şartlarda ‘ben okula gitmekten korkuyorum’ diyebilir ama bunu diyemeyip, farklı davranışları da ortaya çıkabilir. Tırnak yeme davranışı ortaya çıkabilir. Altına kaçırma davranışı ortaya çıkabilir. Bu davranışlarda ebeveynler için çok önemli ipuçlarıdır. Onlara da dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum. Çocukların anne ile aralarındaki bağ çok önemlidir. Örneğin daha önce annesinden hiç ayrılmamış bir çocuksa bambaşka bir ortamda olduğu için ve her zaman annesinin yanında olduğu, güvenilir bir nesnenin yanında olduğunu hissettiği için bunun tam tersi bir durumda olduğunda panikleyebilir. Burada biz yeni bir güvenilir nesne olarak öğretmeni devreye sokacağız, arkadaşlarını devreye sokacağız. Okulun genelini aslında güvenli bir ortam olduğunu ve o istediği zaman ailesinin yanında olabileceğini bilmesi durumunu devreye sokacağız" diye konuştu.
"Akran zorbalığına maruz kalmamaları lazım”
Çocukların akran zorbalığına maruz kalmaması gerektiğinin altını çizen Psikolog Bozkurt, "Bunlara ek olarak bazen istemediğimiz tecrübelerde olabiliyor. Akran zorbalığı dediğimiz bir kavram var. Örneğin ağlayan bir çocukla dalga geçmek. Bunu ebeveyni de hoş karşılamayabilir. Bilinçli bir ebeveyn yoksa çocukla kıyaslama yapabilir. ’Neden ağlıyorsun, Ayşe ağlıyor mu?’ denildiği zaman çocuk burada kendini suçlu ve hatalı hisseder. Okula karşı olumsuz bir durum sergilemeye başlar. Ayrıca okulun ilk günü sabahı da ekstrem bir durum varmış gibi koşuşturmayla bir gün değil, rutin bir başlangıçmış gibi sakin bir şekilde başlarsak, sakin bir şekilde kahvaltımızı yapıp normal konulardan konuşarak çocuğu sonrasında okula götürürsek daha iyi olacaktır. Çünkü aksi takdirde çocuk olumsuz tepki verebilir" dedi.
Uyum süreci kapsamında anaokulu ve 1. sınıf öğrencileri okullarına alışmaya çalışırken, Kayseri Şehir Hastanesi Psikoloğu Yaren Bozkurt ailelere uyarılarda bulundu. Çocukların okula nasıl alışacağı konusunda tüyolar veren Bozkurt, "Velilerin yapacakları şey kendi kaygılarını yönetebilmeleri. Çünkü sürece dair kendi kaygılarını yönettikleri zaman çocuklar anne ve babalarını rahat olarak gördükleri için kendileri de rahatlıyor. Sonrasında tabii ki de bazı çocuklarımız okula alışmakta, uyum sağlamakta zorluk çekebilir. O noktada da çocuklarının duygularını ifade etmeleri için çocuklarına bir alan açmaları gerekiyor. Çocuğa bu konuşma alanını oluşturduktan sonra gerek ailelerde soru sorabilir gerekse çocuk kendini ifade etmeye devam da edebilir. Yani açık ve anlaşılır bir biçimde çocuğun kendini ifade etmesini sağlatmalıyız. Veliler çocuklarına, ‘okul başlıyor biliyorsun. Okulla ilgili merak ettiğin bir şey var mı? Okul sence nasıl bir yer? Okulla ilgili daha önce bir şey duydun mu? Öğretmen ne demek?’ gibi sorular ya da kendimizin bildiği kaygı dolu sorular vardır onlardan çocuklarımıza yöneltebiliriz. Çocuklarımıza kendi eğitim hayatımızdan örnekler verebiliriz ya da bir ağabeyi ve ablası varsa ondan örnekler gösterebiliriz. Sonrasında çocuğun merak ettiği bütün detayları açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Örneğin, ‘Seni bu saatte buradan alacağız. Ben seni burada bekliyor olacağım. Sıkıntı yaşadığın zaman öğretmeninden yardım alabilirsin. Sen orada yalnız olmayacaksın’ gibi öğretmeninde güvenilebilir birisi olduğu, okulun aslında güvenli bir ortam olduğunu çocuğa gitmeden önce aşılıyoruz. Gittikten sonra da zaten okulla tanışıyor. Öğretmeniyle tanışıyor. Bu şekilde de sürece yavaş yavaş uyum sağlamaya başlıyor" ifadelerini kullandı.
"Okula alışma süreci 1-2 haftayı bulabilir"
Okula alışma süresinin 1-2 hafta olduğunun altını çizen Bozkurt, "Çocuklar bireysel bir alanda büyüyorlar. O bireysel alandan çıkıp, sosyal alana adım attıkları zaman mutlu oluyorlar. Bu yaşanılan zorluklar ilk başta normal kabul ediliyor. Ancak eğer bu 2 hafta ve üzerinde devam ederse burada da profesyonel destek almayı öneriyoruz. Çocuklar normal şartlarda ‘ben okula gitmekten korkuyorum’ diyebilir ama bunu diyemeyip, farklı davranışları da ortaya çıkabilir. Tırnak yeme davranışı ortaya çıkabilir. Altına kaçırma davranışı ortaya çıkabilir. Bu davranışlarda ebeveynler için çok önemli ipuçlarıdır. Onlara da dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum. Çocukların anne ile aralarındaki bağ çok önemlidir. Örneğin daha önce annesinden hiç ayrılmamış bir çocuksa bambaşka bir ortamda olduğu için ve her zaman annesinin yanında olduğu, güvenilir bir nesnenin yanında olduğunu hissettiği için bunun tam tersi bir durumda olduğunda panikleyebilir. Burada biz yeni bir güvenilir nesne olarak öğretmeni devreye sokacağız, arkadaşlarını devreye sokacağız. Okulun genelini aslında güvenli bir ortam olduğunu ve o istediği zaman ailesinin yanında olabileceğini bilmesi durumunu devreye sokacağız" diye konuştu.
"Akran zorbalığına maruz kalmamaları lazım”
Çocukların akran zorbalığına maruz kalmaması gerektiğinin altını çizen Psikolog Bozkurt, "Bunlara ek olarak bazen istemediğimiz tecrübelerde olabiliyor. Akran zorbalığı dediğimiz bir kavram var. Örneğin ağlayan bir çocukla dalga geçmek. Bunu ebeveyni de hoş karşılamayabilir. Bilinçli bir ebeveyn yoksa çocukla kıyaslama yapabilir. ’Neden ağlıyorsun, Ayşe ağlıyor mu?’ denildiği zaman çocuk burada kendini suçlu ve hatalı hisseder. Okula karşı olumsuz bir durum sergilemeye başlar. Ayrıca okulun ilk günü sabahı da ekstrem bir durum varmış gibi koşuşturmayla bir gün değil, rutin bir başlangıçmış gibi sakin bir şekilde başlarsak, sakin bir şekilde kahvaltımızı yapıp normal konulardan konuşarak çocuğu sonrasında okula götürürsek daha iyi olacaktır. Çünkü aksi takdirde çocuk olumsuz tepki verebilir" dedi.
Kayseri HABERİ
2kathaber olarak, sitemizde yayınlanan haberlerin doğruluğu ve güvenilirliğini sağlamak adına İhlas Haber Ajansı (İHA) ve diğer güvenilir haber ajanslarının içeriklerinden faydalanmaktayız. Bu ajanslar tarafından sağlanan tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmaksızın doğrudan ajans kanallarından çekilmektedir.
Bu nedenle, bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi sağlayan ajanslar olup, sitemiz ve editörlerimiz bu haberlerin içeriğinden sorumlu tutulamaz. Ajanslardan gelen haberlerin doğruluğu ve güncelliği ile ilgili her türlü soru ve sorunlarınız için doğrudan ilgili ajansla iletişime geçmenizi öneririz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.