Uzmanından uyarı: “Hipofiz tümörleri burundan kapalı yöntemle ameliyat edilebilir”
Günümüzde tanı yöntemlerinin giderek artması ve gelişmesi sayesinde, hipofiz tümörünü tespit etme sıklığının da arttığını belirten Liv Hospital Ankara Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Ekici, güncel tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmede bulundu.
Tedavi yöntemlerindeki gelişmelerle birlikte hipofiz tümörleriyle mücadelede çok başarılı sonuçların alınmakta olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Ekici, “Bu tümörler için çeşitli tedavi yöntemleri geliştirilmiş, özellikle endoskopi ve navigasyon gibi teknolojilerin her geçen gün ilerlemesi sonucu, önceleri açık şekilde yapılan ameliyatlar günümüzde kapalı yöntemlerle yapılabilir hale gelmiştir” diye konuştu.
“Hormon bozukluklarına ve görme kayıplarına neden olabilir”
Hipofiz bezinin vücudumuzun hormonlarının yönetildiği beyin merkezi olmasının yanı sıra göz sinirlerine ve beyni besleyen ana damara komşuluğu ile önem arz ettiğinin altını çizen Ekici, “Hipofiz bezinde oluşan tümörler, hormon bozukluklarına ve görme kayıplarına neden olabilir. Hipofiz tümörleri her yaş grubunda görülebilmektedir. Görülme sıklığında erkek ve kadın cinsiyeti açısından çok büyük fark yoktur” ifadelerini kullandı.
“Kalp ritim problemleri, kilo problemleri, el, ayak ve yüz bölgesinde büyüme görülebilir”
Hipofiz tümörlerinin hormon bozuklukları yaparak bazı semptomlara sebep olabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ekici, bunları şöyle sıraladı:
“Büyüme hormonu artışına bağlı el, ayak, burun ve yüz bölgesinde büyüme, aşırı horlama, nefes problemleri, baş ağrısı ve kalp büyümesi gibi problemler olabilir. Süt hormonu (prolaktin) artışına bağlı kadınlarda mens (adet) düzensizlikleri, mens olamama, memeden süt gelmesi; erkeklerde cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri, meme dokusunda büyüme gözlenebilir. Tiroit hormonu değişikliklerine bağlı kalp ritim problemleri, aşırı terleme, kilo alma ve verme sorunu ortaya çıkabilir. Kortizol hormonu bozukluklarına bağlı kilo alma, kıllanma artışı, cilt bulguları ve yüzde ödem görünümü olabilir. Aşırı su içme isteği, aşırı idrara çıkma isteği görülebilir.”
“Hayatı tehdit eden metabolik acil durumlar oluşabilir”
Hipofiz tümörünün aşırı büyümesi ve içine kanama olması sonucu hayatı tehdit eden metabolik acil durumların da oluşabileceğine dikkat çeken Ekici, “Bununla birlikte bilinç bozukluğu gelişebilir. Tümör büyüyünce göz sinirine baskı yaparak ciddi ve ilerleyici görme kayıplarına yol açabilir; göz kapağında düşme, çift görme gibi durumların oluşabilir” dedi.
Tedavide kullanılan yöntemler
Hipofiz bezi bölgesinde bulunan tümörlerin tedavisinde kullanılan yöntemler ve ameliyat tekniği ile ilgili bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Ekici, “Kafa tabanı ve hipofiz bezi bölgesinde yerleşmiş tümörlerin tedavisinde en sık kullanılan yöntem endoskopik yöntemdir. Genel anestezi altında ameliyatlar ortalama 1,5-2 saat sürmektedir. Bu süre bir beyin ameliyatı için beklenenden daha kısa bir süredir” şeklinde konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Ekici, endoskopi kullanımı ile ameliyat bölgesinin büyük bir ekranda, geniş açıyla görülerek işlem yapılmasının avantaj olduğunu ve bu avantajın elde edilmesi için cerrahi tecrübe, iyi bir eğitim yüksek vaka sayısı ve el yatkınlığına sahip olmak gerektiğini aktardı.
“Endoskopik kapalı yöntem, kozmetik açıdan da konforlu bir cerrahi yöntem”
Burundan yapılan endoskopik kapalı yöntem sayesinde hastaların kozmetik açıdan konforlu bir ameliyat geçirmesinin yanı sıra hastanede kalış ve iyileşme zamanının da kısa ve hızlı olmasının sağlandığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Ekici, “Hastalarımız taburcu olurken hiç beyin ameliyatı olmamış gibi bir görünüm ile evlerine gitmektedir. Böylece hastalar, beyin ameliyatı olmanın oluşturduğu stresi de en az seviyede yaşamaktadır” şeklinde konuştu.
“Takip ve tedavide klinik ve ekip çalışması önemli”
Hipofiz bezi tümörü bulunan hastaların takip ve tedavisinde klinik ve ekip çalışmasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ekici, özellikle ameliyat günü ve sonrası dönemde hastaların nörolojik ve metabolik takiplerinin hassasiyetle yapılması gerektiğinin altını çizdi. Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Ekici, tümör yerleşimi anatomik olarak zorlu ve hassas hastaların da burundan kapalı yöntemle ameliyat edilerek tedavi edilebildiğini sözlerine ekledi.